İnsan gözününde retinaya düşen ışık enerjisinin renk algılayıcı reseptörlerde oluşturduğu kimyasal reaksiyonun elektromanyetik etkisinin görme merkezindeki sonucunu renk olarak tanımlayabiliriz. Bilimsel olarak nesne ve maddenin renk niteliği ışık enerjisi miktarı olduğu için farklı dalga boyları bulunmaktadır. İnsanlar 380 nm ile 780 nm arasında bulunan dalga boylarını renk olarak algılama kapasitesine sahiptir. Renkleri doğru algılayıp tanımlamak için 480nm ile 650 nm dalga boylarındaki ışık enerjisinin renk algılayıcı hücreler tarafından görme merkezine iletilmesi yeterli sayılabilir. 480 nm ile 650 nm arasındaki normal renk algısı 3 ana renk kırmızı, yeşil ve mavi renk dalga boyları ile ifade edilebilir. Nesne ve maddelerin renk özellikleri ışık enerjisi dalga miktarına, maddenin ve cisimlerin yapısı gibi değişkenlere bağlıdır. Işığın geldiği madde ışığı geçirebilir, yansıtabilir ve yutabilir..
Genetik olarak bazı insanlarda göz içinde bulunan renk koni hücreleri normal elektromanyetik dalga boylarına duyarlı değildir! Renk algılayıcı reseptörler olarak bilenen renk koni hücreleri yok veya çalışmaz durumda olabilir. Bu durumda kişi bazı dalga boylarını algılayamadığı için renkleri karşıtırır. En çok kırmızı-yeşil renk körlüğü olarak bilinen diskromatopsi teşhisi konulması oranı erkeklerde % 8 gibi yüksek bir orandır.
RENKDALGABOYU ARALIĞIFREKANS ARALIĞIKırmızı~ 700-635 nm~ 430-480 THzTuruncu~ 635-590 nm~ 480-510 THzSarı~ 590-560 nm~ 510-540 THzYeşil~ 560-490 nm~ 540-610 THzMavi~ 490-450 nm~ 610-670 THzMenekşe~ 450-400 nm~ 670-750 THz*(nm) nanometre, (THz) Terahertz Elektromanyetik dalga birimi..
Siyah: Gelen ışık enerjinin tamamını absorbe ederek yutar, başka bir deyişle cisim siyah olarak algılanır.
Beyaz: Işık enerjisini (dalga boyu) tamamen yansıtan madde beyaz olarak algılanır.
Gri: Işık enerjisinin %50 sinin yansıtıldığı, %50 sinin absorbe edildiği madde gri olarak algılanır.
Renk algısındaki en önemli etkenlerden bir tanesi ışık kaynağıdır. Işık kaynağının değiştiği ortamlarda renklerin tonlarında değişiklikler oluşur. Örnek olarak; Floresan, ampul veya benzeri bir aydınlatma bulunan bir ortamda yapılan renk görme testinde bulunan 74 sayılı renk körlüğü testi plakası sağlam bir renk algısına sahip bir kişi tarafından doğru olarak okunabilir fakat aynı testin mum ışığında yapılması düşünülemez! Renk körlüğü testi plakası 74 ışık kaynağı değiştikçe veya azaldıkça okunamayabilir. Bu nedenle renk körlüğü testi yapılan ortamda bulunan ışık miktarı önemlidir.
Deniz mavi değil gökyüzü mavi.. Deniz suyunun ihtiva ettiği moleküler yapının ışığı yansıtma ve absorbe oranı denizin rengini belirlemektedir. Hava küreden (atmosfer) gelen ışık dağılımı su molekülleri tarafından kırmızı dalga boyları emilerek mor dalga boylarının yansıtılması sonucunda denizin rengi mavidir
İnsan gözü yaklaşık olarak 10 milyon renk tonunu ayırdedebilir kapasitede tasarlanmıştır. Retinaya düşen her farklı dalga boyuna sahip ışık için rengi farklı algılamaktadır. Kırmızı insan gözü için en uzun dalga boyu ile algılanmaktadır. İnsan gözünde kısa, orta ve uzun dalga boylarını farklı olarak algılayan reseptör hücreler bulunur. Koni olarak tabir edilen ve elektromanyetik dalga seviyesine göre görme merkezine veri ileten koniler ışık dalga boylarının kombinasyonu ne şekilde karışık olursa olsun her konumda farklı sinyalleri ileterek renk ayrımlarını yapabilmemizi sağlar. Bazı insanlarda renk algılayıcı reseptörler kalıtsal olarak eksik veya hiç çalışmaz durumda olduğu için renk görme eksikliği sorunu yaşarlar. Genel olarak renk görme eksikliği bulunan kişiler renk körü olarak tanımlanırlar. Renk görme eksikliği konusunda en çok söz edilmesi gereken en sık yaşanan yeşil-kımızı (Diskromatopsi) eksikliğidir. Kırmızı yeşil renk körlüğü diskoromatopsi gözde bulunan 3 algılayıcı reseptörde eksik çalışmanın olduğu orta seviyede bir renk görme eksikliği durumudur. Genellikle erkeklerde % 8 gibi yaygın olarak ortaya çıkan diskromatopsi genetik olarak seyreder. Diskromatopsi koni çalışma eksikliğine göre Protanopi, Dötoranopi ve Tritanopi seviyelere ayrılmaktadır.
Kırmızı dalga boyu algılayıcı reseptörlerin tam olmaması veya eksik çalışması neticesinde diskromatopsi’nin ileri bir seviyesi olan protanopi erkeklerin % 1’inde rastlanabilmektedir. Yeşil dalga boyu aralığında renk algılayıcı reseptörlerin kırmızı-yeşil renk ayrımını etkileyecek seviyede eksik veya çalışmaması halinde kişi kırmızı-yeşil renkleri ayırt etmekte zorlanmaktadır. Kırmızı-yeşil eksikliği gözde bulunan 3 koniden 2’sinin çalışmadığı Dötoranopi durumudur. Çok nadir rastlanan bir diskromatopsi renk görme eksikliği olan Tritanopi mavi renk algılayıcı reseptörlerin çalışmadığı bir renk görme eksikliğidir. Kısmi renk körlüğü diskromatopsi ve diskromatopsi seviyesine göre tanımlanmaktadır.
Hangi renkler karıştırılıyor? Renk görme eksikliği bulunan kişiler tabloda bulunan renkleri karıştırmakta ve tanımlamakta zorlanmaktadırlar. Bu tablo bilgisayar ekranınızın parlaması nedeni ile yanıltıcı olabilmektedir. Doğru bir sonuç için mümkünse resmi yazıcınızdan yazdırarak test edebilir siniz. İleri seviyede bir renk körü tabloda bulunan tüm renkleri karıştırdığı gibi hafif ve orta seviye renk körü bazılarını ayırt edebilmektedir.
Dalga boyları tablosunda kırmızı-yeşil renk görme eksikliği bulunan bir kişinin renk algısı bulunmaktadır. Göze giren farklı ışık dalga boylarını eşit olarak algılayan, renk algılayıcı reseptörler renk görme bilgilerini (480 nm ile 650 nm) optik sinirlere aynı ilettiği için kişi yeşil ve kırmızı tonlarını aynı algılar. Bu duruma renk körlüğü denir. Renk görme eksikliği seviyesine göre karıştırılan kırmızı ve yeşilin tonları açık ve koyu olmak üzere renk körlüğünün seviyesini belirlemektedir. Koyu renk tonuna sahip test plakalarını rahatlıkla tanımlayan bir kişi, daha açık tonlara sahip test plakalarında yanılabilmektedir. Buradaki renk algısı renk körlüğü seviyesinde belirleyicidir. Bu sonuca göre hafif ve ileri derece renk körlüğü tespiti yapılabilmektedir.